Çankırı İl Millî Eğitim Müdürlüğü yürütücülüğünde Çankırı Valiliği, Çankırı Karatekin Üniversitesi, Çankırı Belediyesi, Çankırı İl Sağlık Müdürlüğü, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Çankırı Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ve Çankırı İl Emniyet Müdürlüğü ortaklığında Çankırı Karatekin Parkı’nda 13–14–15 Ekim 2022 tarihlerinde 3 gün sürecek olan TÜBİTAK 4007 “İlimde Bilim Şenliği” kapsamında Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Harun Çiftçi, Çankırı ortaöğretim kurumlarında eğitim gören öğrenciler ile “ Biyoaktif Moleküller ve Sağlık” konferansında bir araya geldi.
Hukuk Fakültesi Konferans Salonunda gerçekleştirilen konferansa İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Arif Kırkpınar, ÇAKÜ İletişim Koordinatörü Dr. Öğr Üyesi Salih Sarıcaoğlu, TÜBİTAK 4007 “İlimde Bilim Şenliği Koordinatörlerinden Şehit Yahya Coşkuner Ortaokulu Müdürü Nadir Kayaş, akademisyenler ve lise öğrencileri katıldı.
“Biyoaktif Moleküller ve Sağlık” konferansı ile öğrencilere hitap eden Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Harun Çiftçi, “Geleceğin mimarı gençler ve bugünün bilim insanları olarak ülkemizi dünyada sayılı ülkeler arasına getirmek istiyorsak bunun adımlarını daha ilkokul sıralarından başlayarak atmamız gerekiyor” sözleriyle başladığı konferansına şu sözlerle devam etti.
“Her şeyden önce bilim bir tutkudur. Bilimin değeri hiçbir maddi karşılıkla ödenemez. Siz, bugün çalışmaları uluslararası literatüre girmiş bir akademisyene bu çalışmaları hiçbir maddi karşılıkla yaptıramazsınız. O çalışmalar bir tutkunun, bir sevdanın, bir hedefin, bir merakın ürünüdür. Bilimin en büyük çıkış noktası aslında nasıl sorusunda saklıdır. Bu sorunun cevabını arama süreci de yüzyıllardır devam etmekte ve sonsuza kadar da devam edecektir. İşte bu nedenle bilimin yolculuğu da sonsuza kadar devam edecektir. Tarihi geçmişe baktığımızda birçok medeniyet kurulmuş, birçok medeniyet yıkılmış ve yerlerini yenileri almıştır. Sosyologların araştırmalarına göre medeniyetlerin çöküş başlangıcı heyecanlarını kaybetmesiyle başlar. Başka bir deyişle doymuşluk hissiyle hareket edilmeye başlandığında medeniyetlerde çökmeye başlar. Dolayısıyla ucu açık olan bir bilim serüveni içerisinde, nasılların cevabı aranmaya sürekli devam edecektir. Biz bilimi tanımlarken günümüz şartlarında formalize edilmiş hakikate en yakın gerçeklik olarak ifade ederiz. Bunun sebebi zaman, bakış açıları, zihniyet, paradigmalar, altyapılar değişir, yeni araçlar ortaya çıkar. Bu değişimler içerisinde bilim insanları her zaman yeni şeyler üretme, hakikati ortaya çıkarma derdi içerisinde, beyinlerdeki ve gündemdeki sorulara cevap bulmaya çalışırlar. Geçmişin şartlarında ortaya çıkarılan bir gerçeklik, ilerleyen dönemlerde yerini bambaşka bir gerçekliğe bırakabilir. İşte bu yüzden bilim her zaman tek doğruyu ifade etmez. Bu nedenle bilim insanları her zaman şüphecidir.
Aslında insanın yaratılış fıtratında var olan merak hissi çok önemlidir. Bu merak hissi sayesinde insanlık bilim, yeni yaşam alanları, yaşam araçları ve her alanda çok mesafe almıştır. İşte bizde meraklı bireyler olarak sürekli sorgulayacak, olayları olduğu gibi kabul etmeyeceğiz. Bilim insanları şunu der “Siz olayları sonuç odaklı değerlendiriyorsanız vasat insansınız demektir.” Bilim insanı, olayın başlangıcından sonuna kadar geçen süreci, alınması gereken önlemleri, yapılacak çalışmaları, yani sürece dair her şeyi düşünür ve değerlendirir. Bugün dünya bir noktaya gelmişse bunda fedakarca çalışan bilim insanlarının payı çok büyüktür. Bilimin amacı hem sorulara cevap bulmak hem de bilgi üretmektir. Bilgiyi üretmek ve yaygınlaştırmak da eğitim sisteminin en önemli görevlerindendir. Bir bilgi yaygınlaştırılırken, elde edilen bilgilerden de yeni bilgiler üretilmeli, sürekli değişim ile inovasyona tabi olunmalıdır. Günümüzde elde edilen ilk bilgi, yeni bir bilgi üretmiyorsa o bilgiye biraz mesafeli yaklaşılmalıdır. Dolayısıyla bilgi bir sonuç değil süreçtir. Elimizdeki bilgi sürekli yeni bilgiler ortaya çıkarmalıdır. Üretilen ve yayılan bilginin teknolojiye dönüştürülme safhası da bu sürecin bir parçasıdır. Elde edilen bilgi ne ölçüde teknolojiye dönüştürebiliyorsa toplumsal faydası da o ölçüde fazladır. Aslında bilim tarihi felsefe tarihi ile başlar. Felsefenin çıkış noktası düşünmek, hakikat arayışına ve yeni arayışlara girmektir. Bu çerçevede bilimin ve felsefenin çıkış noktası aynıdır. Başka bir ifade ile bilim felsefe ile bir bütündür. Felsefenin temelinde sıkıntı varsa bu dünya nizamına her zaman fayda sağlamayabilir. Günümüzde daha önce denenmiş ve halen devam eden birçok ideolojik felsefi akım vardır. Bugün geldiğimiz nokta itibariyle özellikle yenidünya düzeninde insanların aslında çokta mutlu edilemediği görülmektedir. Yani bir paradigma değişikliğine ihtiyaç olduğu ortadadır. Bu değişim daha adil bir dünya düzeninin ortaya çıkmasını sağlayacaktır. Daha adil ve paylaşımcı bir dünya düzeni için biz bu paradigma değişimini gerçekleştirmek zorundayız. Sizlerin bu hissiyatla buralarda olmanız ve kaynaklara sarılmanız bizim için ayrı bir gurur kaynağıdır.”
Kendi bilim dalı olan kimyanın diğer bilim dalları ile olan ilişkilerinden bilimsel ve insanlığa sağladığı faydalar ve kendi çalışmalarında öne çıkanlar hakkında da öğrencilere bilgi veren Rektör Çiftçi, “Bilim insanı çok bilmekle değil, bilgelikle övünmelidir. Biz entelektüel bilgi, birikim ve tecrübemizi toplumsal faydaya dönüştüren münevver aydın kişiliğimizle övünmeliyiz. Bugün Türkiye, her alanda çok iyi yerlerde ve bunu tüm dünya görüyor. Geçmişte gençliğimizde var olan özgüven eksikliği artık yerini merak eden, araştıran, bilgiyi üreten, yayan ve teknolojiye dönüştüren bir gençliğe evirildi. Buda bizi dünyada çok iyi yerlere getirdi. Bunun devamı için heyecanımızı kaybetmeyeceğiz, merak edeceğiz, araştıracağız, üreteceğiz. En sonunda da başarının mutluluğunu hep birlikte yaşayacağız.” dedi.
Çankırı Karatekin Üniversitesi’nin TÜBİTAK ve Erasmus projeleri ve yaptığı çalışmalar hakkında da konuşan Rektör Çiftçi, “Çankırı Karatekin Üniversitesi, Üniversite-Toplum iş birliğine çok önem veren bir üniversitedir. Eğitimin tüm paydaşları ile sürekli iletişim ve koordine içerisindeyiz. Bu anlamda da birçok iş birliği protokolü imzaladık. Milli Eğitim Müdürlüğümüz ile imzaladığımız protokolle biz tüm imkanlarımızı siz değerli öğrencilerimize sunuyoruz. Her şey geleceğimizin teminatı siz gençlerimiz için. Biz Çankırı Karatekin Üniversitesi olarak, sadece bölgemize değil Türkiye’ye de katkı yapmak istiyoruz. Bugün Çankırı Karatekin Üniversitesi 55 ülkeden gelen 4.000 uluslararası öğrencisi, dünyanın birçok ülkesinden 105 ayrı üniversite ile yaptığı anlaşmalarla uluslararası bir marka olma yolunda hızla ilerlemektedir.” şeklinde konuştu.
Rektör Çiftçi, öğrencilere özellikle sosyal meselelerden uzak kalmamalarını, dijital dünyanın hüküm sürdüğü bir düzende asla kendilerini o dijital dünyanın içinde kaybetmemelerini, tolumun her kesimi ve doğayla iç içe olmalarını, çok okuyup araştırmalarını önerdi.
Konferansının ikinci bölümünde öğrencilere “Biyoaktif Moleküller ve Sağlık” başlıklı sunumunu gerçekleştiren Rektör Çiftçi, biyoaktif moleküllerin insan sağlığına olan olumlu katkıları ile hijyen amaçlı kimyasalların sağlık açısından etkilerini içeren bir konuşma yaptı.
Konferansın bitiminde öğrencilerin sorularını da yanıtlayan Rektör Prof. Dr. Harun Çiftçi’ye, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Arif Kırkpınar tarafından bilime ve öğrencilere yaptığı katkılardan dolayı hediye takdimi yapıldı.
ÇAKÜ Toplumsal Katkı Amaçlı Faaliyetlerine Gönüllü İtfaiyecilik Seferberliği ile Devam Ediyor
Kazakistan Konsolosluğundan ÇAKÜ’ye Eğitim İş Birliği Ziyareti