Rektör Çiftçi Yazdı; “Ahilikten Günümüze Mesajlar”

Ana Sayfa >Haberler >Rektör Çiftçi Yazdı; “Ahilikten Günümüze Mesajlar”
13Eyl

35. Ahilik Haftası ve Yaran Kültürü Haftası Çankırı’da Çankırı Valiliği, Çankırı Belediyesi ve Çankırı Karatekin Üniversitesi ortaklığında çeşitli etkinliklerle kutlandı.

Hafta münasebetiyle Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Harun Çiftçi, Çankırı Karatekin Üniversitesi Yaran Kültürünü Uygulama ve Araştırma Merkezi dergisi için “Ahilikten Günümüze Mesajlar” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Rektör Çiftçi’nin kaleme aldığı o yazı şu şekilde;

 ÂHÎLİKTEN GÜNÜMÜZE MESAJLAR

 Prof. Dr. Harun ÇİFTÇİ

 Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörü

Ahilik ve Türk Kültürü

Ahilik Anadolu`da filizlenmiş ve buradan Kafkaslara ve Balkanlara uzanmış bir kültür ve medeniyet hareketidir. Ahilik Türk Kültürünün ve toplumunun genel yapısında büyük izler bırakmıştır. Ahiliğin bu hususta başarılı olmasının nedeni sosyal, siyasi, ekonomik, ahlaki, tasavvufi eğitim ve askeri yönü ile Türk toplumunun temel dinamikleri ile büyük uyum yakalamış olmasıdır (Göksu, 2011). Yukarıdaki satırlar da vurgulandığı üzere Ahilik, Türk kültürünün ve medeniyetinin inşasında çok önemli bir yere sahiptir. Bilindiği gibi Türklerin İslamiyet`i kabulü birden bire olmuş bir olay değildir. Emevîlerle Çinliler arasındaki savaşta Türklerin Arap İslam ordusuna destek olması neticesinde ilk temas (752) sağlanmış ve iki buçuk asra varacak şekilde Türklerin İslamiyet’i kabul etme süreci vuku bulmuştur.

Öz olarak Ahilik; Arap, Fars ve Türk kültürleri içerisinde İslam toplumunun hâkim olduğu coğrafyada konuşlanmış, gelişmiş başta esnaf grupları olmak üzere toplumun hemen her ferdi üzerinde doğrudan yahut dolaylı olarak etkili olmuştur. Kaynağını fütüvvet teşkilatından alan Ahilik, Ahi Evran tarafından daha sistematik bir hâle getirilmiş böylece yeni bir medeniyet inşasında Türklerin tarih sahnesinde önemli bir sorumluluk almasına imkân tanımıştır. On üçüncü yüzyıldan itibaren dinî, ahlaki, içtimai, ticari, askerî gibi pek çok yönden geniş bir coğrafyada etkili olmak suretiyle Türk-İslam medeniyetinin gelişimine ivme kazandıran Ahilik, aynı zamanda, inançlı, ahlaklı, sosyal dayanışmaya ve yardımlaşmaya önem veren, iş birliğini benimsemiş vatansever bireyler yetiştirmek suretiyle geçmişten günümüze millî birlik ve bütünlüğün tesisinde önemli bir rol oynamıştır (Doğan, 2019).

Ahilik kaynağını İslam`dan alan bir yapıdır. Bu nedenle İslam`ın tüm değerleri aynı zamanda Ahiliğin de değeridir. Ahilik; İslam`ın emirlerinin, yasaklarının, önerilerinin, anlatımlarının, hedeflerinin ve amaçlarının hayata uygulanması noktasında bir köprüdür.

Anadolu`ya gelen Türkmenleri yerleşik hayata alıştırmak, ayakta tutmak, geçimini sağlamak ve iktisadi faaliyetlere katmak amacıyla ortaya koyduğu uygulamalar, Ahiliğin bir sistem olarak ekonomik ve iktisadi yönlerini göstermektedir.  

 Ahiliğin sivil toplum teşkilatı olarak karşımıza çıkan yönlerinin yanında tarihte askerî yönlerinin olduğu da görülmektedir. Bir sivil toplum kuruluşunun, hiyerarşisi ve alt üst ilişkisi çok güçlü olan bir askeri yapıyı da barındırması dikkat çeken bir husustur. Günümüzde sivil toplum teşkilatları ifade edilirken dışarıdan emir almayan, devletle ilişkisinin sınırlı olduğu, gönüllülük ve toplumun ihtiyaçları doğrultusunda bir yapı olduğu belirtilmektedir. Bu nedenle sivil toplum kuruluşlarının mümkün olduğu kadar devletin resmî kuruluşlarının görev sahası dışında faaliyet göstermesi beklenen hususiyetlerdir. Ahilik, toplumun huzurunun bir güvencesi olarak karşımıza çıkmaktadır.

İnsan merkezli bir kurum olan Ahiliğin eğitim yönü de üzerinde durulması gereken bir konudur.

Ahilik teşkilatının özünü Nahl süresinin 90. ayeti oluşturmaktadır: “Şüphesiz ki Allah adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara bakmayı emreder; hayasızlığı fenalığı ve haddi aşmayı yasaklar, tutasınız diye size öğüt verir.” Ahilik teşkilatının esaslarını bu ayette ifade edilen adalet, iffet ve merhamet umdeleri oluşturmaktadır. Ahiliğin sosyal ve kültürel cephesi ahlakla daha çok ilgilidir. Ahilik prensipleri bireysel değil toplumsaldır. Çekememezlik ve dedikodudan kaçınmak, cömert, şefkatli ve merhametli olmak, herkese iyilik yapmak ve iyiliklerini dilemek gibi birçok prensip gerçekte Ahiliğin amaçlarını ifade eder (Ekinci 2011).

Ahilerin kurdukları orta sandıklarının, gelir ve giderleri dikkate alındığında fakir, yetim ve ihtiyaç sahipleri için bir Sosyal Güvenlik Teşkilatı gibi hizmet verdiğini göstermektedir. Toplumun her kesiminde böylesi bir teşkilatı barındıran Ahi birlikleri, Anadolu`da İslam`ın yayılmasında da etkili olmuştur (Kaya 2014).

Ahilik teşkilatının sosyal ekonomik yönden amaçlarını ifade etmek gerekirse, ahlaklı üretken ve verimli bir çalışma ekosistemi meydana getirmek, bu ortamın sürdürülebilirliğini sağlamak, tüketici ve üretici arasında anlayış ve güvene dayalı iş bölümü ve işbirliğini gerçekleştirmektir (Kılıç, 2010).

Ahilik toplumu ıslah etmek için önce bireyden başlanılması gerektiğini ortaya koymuştur. Fertler iyi, güzel, mükemmel, kâmil ve ahlaklı olunca onlardan meydana gelen topluluklar da daha güzel daha mükemmel ve daha ahlaklı olacaktır. Ahilik birey toplum ilişkisine sosyal yardımlaşmaya ve dayanışmaya önem verir. Ahilik kimsesizin kimsesi olma üzerine kuruludur bu nedenle yardımlaşma dayanışma ve kardeşliği önemser (Özerkmen, 2004).

Günümüz toplumlarında çalışma kültürü, iş, hizmet üretme anlayışı ve tüketim ahlakı ile ilgili problemler mevcuttur. Ahilik teşkilatındaki çalışma alışkanlığı, üretim şekli ve tüketim anlayışı hâlihazırdaki problemlerin halline yönelik önemli veriler barındırmaktadır. Ahilikte paylaşma, zengin ve fakir arasındaki dayanışmayı güçlendirir, paylaşma kültürünü yaygınlaştırır ve sürdürülebilir bir hâle getirir. İhtiyaç ve üretim arasındaki dengeyi dikkate alır, ihtiyaç kadarını üretir ve sahip olunanı israf etmeden tüketmeyi önemser, böylece toplumda ekonomik hayatın sağlıklı bir şekilde devam etmesine de katkı sağlar.  Ahilik teşkilatında çalışma kadar üretim ve tüketim şekli de önemsenmiştir. İnsanların emek sarf ederek alın teri dökerek kendi kazandıkları ile geçinmeleri, meşru işlerde çalışmaları, kaliteli iş, hizmet üretmeleri, kazandıklarını başkalarıyla paylaşmaları tavsiye edilir. Bu da toplumsal olarak çalışma kültürün yaygınlaşmasını, yapılan işi en iyi şekilde yapma anlayışının yanı sıra sağlıklı bir yapıyı ve iktisadi kalkınmayı beraberinde getirir. Ahilikte bireylerin yanında toplumun farklı kesimleri arasında dayanışmanın yaygınlaşması için sağlıklı bir tüketim kültürünün oluşturulması amaç olarak görülmektedir. Ahilik sistemi içerisinde haksız rekabet uygun görülmeyerek dayanışma ön plana çıkarılmıştır. Üretim ihtiyaç dahilinde yapılmıştır. Ürünlerin karaborsaya düşmesi engellenmiş ve spekülatif hareketlere izin verilmemiştir (Özkan, 2017).

Ahilik sisteminde belli malları üreten veya belli hizmetleri sunan firmalar aynı çarşıda veya yakın yerlerde faaliyette bulunurlardı. Bu yapılanma günümüzde oldukça güzel sonuç ve çıktıların elde edildiği, ihtisas organize sanayi ve ticaret bölgelerinin başarılı uygulamalarına ilham olmuştur.

Ahilik teşkilatında insan, hayatın merkezine yerleşerek bir bütün olarak ele alınmıştır. Ahilikte amaç kâmil insan ve mükemmeliyete ulaşmış toplum hedeflenmektedir. Bu amaçla Ahi teşkilatlarında sadece mesleki ve teknik bilgiler değil aynı zamanda ahlaki ve sosyal hayata dair bilgilerde verilmiştir. Uygulayarak ve görerek öğretilen ve yaşanarak tecrübe ile sabit hâle gelen bu bilgilerle donatılan bireyler toplumda önemli roller üstlenmişlerdir. Bu bağlamda günümüzde uygulanan iş hukuku, özünü Ahilikten almaktadır. Yine bugün iş dünyasında geçerli olan kalite standartlarının öncüsü ve fikir babası Ahilik felsefesidir. Yardımlaşma ve dayanışmada Ahilikteki orta sandıklarının payı dikkat edilecek kadar etkilidir (Öztürk, 2002).

Ahilik bir medeniyet hareketi olmasının yanında aynı zamanda insan inşa eden bir kurum olarak görülmelidir. Bu doğrultuda insanın olduğu her yerde Ahiliğin bir parçası, bir odağı, bir etkisi ve mevcut problemlerin çözümü için alternatifler oluşturacak yönleri vardır. Ahiliğin sahip olduğu medeniyet hazinesinin sandığını, birçok toplumsal meselelere çözüm olması noktasında ara ara açmak faydalı olacaktır. Günümüzdeki Ahilik sempozyumları, konferansları, kongreleri, etkinlikleri ve Ahilik haftası kutlamaları da bu kültür hazinesinin insanımızla buluşması noktasında önemli vesileler görülmektedir.

14.4. Sonuç ve Değerlendirme

Yukarıda anlatıldığı şekliyle önemli bir teşkilat olan Ahiliğin bu kadar güçlü ve önemli bir potansiyeli ve etkisi olmasına rağmen, özellikle ekonomik olarak niçin gerilemeye başladığımız sorusu, üzerinde düşünmemiz gereken önemli bir konudur.

Bir milleti var eden birçok unsur vardır. Bu unsurlar içerisinde Ahilik önemli olmasına rağmen tek başına yeterli bir yapı değildir. Siyasi yapılanmalar, ekonomik gelişmeler, devletlerarası ilişkiler, konjonktürel gelişmeler, savaşlar, istilalar, zorlamalar, kültürler arası etkileşimler, rekabetler, sanayi devrimi, yeni akımlar, değerlerden kopuş, yazılı kültürün değişime uğraması, insan kaynağı temininde kullanılan modellerin revize edilememesi, yeni ekonomik modeller, yeni toplum ve devlet yönetim sistemleri dünyanın, toplumların ve sosyal yapıların değişimine neden olmuştur.

Ahilik günümüze üretim ve pazarlama ortaklığını teşvik eden önerilerde bulunur. Üretim kalitesini yükseltmeyi, nitelikli eleman yetiştirmeyi, yetişen ve liyakat sahibi yani icazeti hak eden elemanlara ustalık, şeflik ve uzmanlık gibi sertifika belgelerinin verilmesini önerir. Sertifikasyon işlemlerinin gerçekleşmesi için iş ve ticaret ahlakını geliştirmeyi ve denetlemeyi, üretilenleri en ucuz yoldan tüketiciye ulaştırmayı teşvik eder.

Ahilik, iktisadi faaliyetlere insani bir boyut kazandırabilmiş, maddeyi yalnızca araç olarak gören bir iktisadi aklın yansıması olarak karşımıza çıkmaktadır. Kapitalizm, mevcut hâliyle sürekli olarak tüketimi teşvik eden ve bu yolla dünya kaynaklarının gelecek nesillere ulaşmasını zorlaştıran bir sistemdir. Bu yönüyle ve mevcut gidişatla insanlığın sonunu getireceği beklenen bir sonuç olarak karşımıza çıkacaktır. Zira iktisat ilminin özünü oluşturan “kıt kaynakların yönetimi” ilkesine atıfla, Avrupa medeniyetinin uzun bir zaman içerisinde oluşturduğu kendine has insan tipi (kapitalist) bireyci, bencil, faydacı, hırslı ve lüks düşkünüdür. Bir başka deyişle kaynakları ne kadar fazla sömürüleceğinin tahayyülü bir anlamda kapitalizmin şiarı olagelmiştir. Bu cihetledir ki batılı devletler bilhassa Afrika kıtası olmak üzere birçok mazlum coğrafyayı fiziksel ve kültürel işgallerle sömürmenin yollarını aramışlar ve belli derecelerde de amaçlarına ulaşmışlardır.

Diğer taraftan İslam’ın nüvesinden beslenen Ahilik ise toplumsal fayda odağında israfa, yıkıcı rekabete ve adaletsiz gelir dağılımına karşıdır. Dayanışmayı, paylaşmayı, yatırım yapmayı, istihdamı artırmayı, devletin ve ihtiyaç sahiplerinin hakkını gözetmeyi ve tüketici memnuniyetini esas alır. İktisadi faaliyetleri, insanın hizmetinde gören anlayışı ve iş ahlakı ile bugünün iktisadi sorunlarına dair önemli çözümler sunar.

Bugünün problemli ve sıkıntılı ortamında dünyamızın adaletsizliklere, kargaşaya ve sömürüye karşı etkin bir sisteme, anlayışa ve uygulamaya ihtiyacı vardır. Bu manada Ahilik bizim için bir haykırış, bir meydan okuma ve bir alternatif sunma kaynağımız olacaktır. Bir diğer deyişle yeni bir medeniyet tasavvuru ancak Ahilik temelinde beslenen, metafizik yönü olan ve insanı önceleyen bir sistem ile mümkün olacaktır.

Bu doğrultuda özellikle ülkemizde ortaya çıkan toplum, insan, kültür ve ahlak merkezli birçok siyasi ve fikri yapıların yeni bir toplum, uygulanabilir güçlü bir kalkınma modeli ve dünyaya yeni bir nizam getirme hedefleri dahilinde önerdiği alternatifler ve çözümler yine Ahilikte çok şey bulacaktır. Bugün birçok sebepten etkilendiğimiz kültür değişimini muhafaza etmenin yolu kültür dinamiklerini en iyi şekilde desteklemekten ve onları yaşatmaktan geçtiği dikkate alındığında, Ahiliğin millî kültürümüz içerisinde bir dinamik olarak desteklenmesi, araştırılması, nesillere aktarılması ve çeşitli uygulamalarda referans alınması ihtiyacı ortaya çıkmaktadır.

Özellikle ikibin’li yıllardan sonra Türkiye`de bütün alanlarda kendini gösteren bir zihniyet değişimi yaşanmaktadır. Yerli, millî, insani, ahlaki ve değerlerine hâkim bir temeli şiar edinenlerin eliyle gerçekleştirilen değişimler, üzerinde çokça durulacak, araştırılacak ve örnek gösterilecek güzel uygulamalara vesile olmuştur. Gücünü milletinden, milletin iradesinden, değerlerinden, tarihinden ve kültürel potansiyelinden alan bu zihniyet değişimini gerçekleştirenler takdir ve teşekkürleri ziyadesiyle hak etmektedir. Zihniyet değişimi ile ortaya konulan uygulamalar ve elde edilen kazanımlar toplumdaki daimi tekâmül için gelecekte kuvvetimiz ve enerjimiz olacaktır.

Rektör Çiftçi Yazdı; “Ahilikten Günümüze Mesajlar”
Sonraki Haber

Rektör Çiftçi’den Bulgaristan’da Üst Düzey Ziyaretler

Önceki Haber

Somali Benadir Üniversitesi Heyetinden ÇAKÜ’ye İş Birliği Ziyareti