Vuslatının 750. Yılı Münasebetiyle Klasik Türk Şiirinde Hz. Mevlâna ve Ney Dinletisi

ÜNİVERSİTEMİZİN Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü “Türk Edebiyatı Topluluğu” ile Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği (TDED) tarafından ortaklaşa düzenlenen, “Klasik Türk Şiirinde Hz. Mevlâna ve Ney Dinletisi” etkinliği, Hukuk Fakültesi Konferans Salonunda, Rektörümüz Prof. Dr. Harun Çiftçi’nin katılımıyla gerçekleştirildi. Programın açılışında konuşan Rektörümüz Prof. Dr. Harun Çiftçi, “Bizler, böylesi büyük şahsiyetlere sahip olduğumuz için çok mutluyuz ve sevinçliyiz. İnşallah onların oluşturduğu irfan ocakları, sadece bizleri değil, tüm dünyayı aydınlatmaya devam edecektir” dedi.

“ANA DİNAMİKLERİMİZ, BİZİM VAROLUŞ REÇETEMİZDİR”

Konuşmasının devamında, kültürümüzün kendi içerisinde unsurları olduğunu ve kültürün maddi dönüşümünün de medeniyeti ifade ettiğini vurgulayan Rektörümüz Prof. Dr. Harun Çiftçi, “Kültürle medeniyet arasındaki ilişki de hep anlatılmaya, ifade edilmeye çalışılmıştır. Sosyologlarımızın bazıları kültürün medeniyetle aynı olduğunu, bazıları ise farklı olduğunu ifade etmişlerdir. Ancak genel kabul şudur: Bir toplumun değerleri vardır, bu değerler içerisinde bir kültür oluşur, sonrasında bu kültür maddi unsur olarak medeniyete dönüşür. Dolayısıyla bu medeniyet içerisinde farklı kültürler olabilir. Bu kültürlerden biri de hâkim kültürdür. Hâkim kültürümüz içerisindeki ana dinamiklerimiz de aslında bizim varoluş reçetemizdir. Bakıyoruz Hazreti Mevlâna, Hacı Bektaş-ı Veli, Yunus Emre, Ahi Evran-ı Veli hep Anadolumuzun İç Anadolu Bölgesinde olan büyük şahsiyetler… Ve ben bu manada Anadolu’yu apayrı bir yerde değerlendiriyorum. Burası bir medeniyet merkezi olmuştur. O medeniyeti oluşturan umdeleri ortaya çıkaran unsurlar olmuştur. Bu da sadece Anadolu yarımadasında kalmayıp Balkanlara, Orta Asya’ya, aynı şekilde Afrika’ya ve şu an günümüzde birçok kıtayı etkileyen bir düşünce ve aklı oluşturmuştur” diye konuştu.

“KANATLANIP UÇMAYA SEVK EDENLER, HZ. MEVLANA GİBİ ŞAHSİYETLERDİR”

Rektör Çiftçi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Avrupa’ya gidiniz, Türkiye denilince akla gelecek şahsiyetlerden biri de Hazret-i Mevlana’dır. Dolayısıyla aradan yüzyıllar geçmiş olmasına, nice sultanlar, padişahlar gelip geçmiş olmasına rağmen biz halen Hazret-i Mevlana’yı anarız. Hazret-i Mevlana’nın bize apayrı bir mesajı var, gönüllere hitap eden bir mesajı var, insanları bir alemden alıp daha farklı alemlere götüren unsurları var. Burada dikkat çekmemiz gerekir ki; biz, bazı şeyleri salt akılla anlatamayız. Ünlü düşünürümüz Nurettin Topçu’nun ifadesiyle, ‘akıl bir yere ulaşmak için gerekli olan merdivendir’ aslında. Öteye gitmemiz için kanatlanıp uçmamız lazım. İşte o kanatlanıp uçmaya sevk edenler, Hazret-i Mevlâna gibi şahsiyetlerdir. Bizler, böylesi büyük şahsiyetlere sahip olduğumuz için çok mutluyuz ve sevinçliyiz. İnşallah onların oluşturduğu irfan ocakları, sadece bizleri değil, tüm dünyayı aydınlatmaya devam edecektir.”

Programda ÇAKÜ Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatih Sona ile İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Aslan Çıtır da birer konuşma yaptılar. Gerçekleştirilen ney dinletisini ise izleyenler beğeniyle takip ettiler.