ÇAKÜ 2022-2023 Akademik Yılı Açılış Töreni TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un Katılımı ile Gerçekleştirildi

Çankırı Karatekin Üniversitesi (ÇAKÜ) 2022-2023 Akademik Yılı Açılış Töreni, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop’un teşrifleriyle, Uluyazı Kampüsü Rektörlük Konferans Salonunda gerçekleştirildi.

Törene; Çankırı Valisi Abdullah Ayaz, AK Parti Grup Başkan Vekili ve Çankırı Milletvekili Avukat  Muhammet Emin Akbaşoğlu, Çorum Milletvekili ve AK Parti MKYK Üyesi Ahmet Sami Ceylan, Çankırı Milletvekili Salim Çivitcioğlu, Çorum Milletvekili Avukat Oğuzhan Kaya, Çankırı Belediye Başkanı İsmail Hakkı Esen, YÖK Denetleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ali Cengiz Köseoğlu, Çankırı Cumhuriyet Başsavcı Vekili Cahit Şar, Çankırı il protokolü, Ulusal ve Yerel Basın, Senato üyeleri,  akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

Şehitlerimiz için saygı duruşunda bulunulması, İstiklal Marşımızın okunması ve akabinde ÇAKÜ tanıtım filminin gösterimi ile başlayan tören; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ÇAKÜ İklim Elçisi olan Coğrafya Bölümü Öğrencisi Yaren Kübra Soydaş’ın dünyada yaşanılan iklim değişikliğinin Türkiye üzerindeki etkileri konulu konuşmasıyla devam etti.

Soydaş’ın konuşmasının ardından; ÇAKÜ Sanat, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Müzik Bölümü Öğretim Görevlisi Hakan Aykurt ve öğrencileri tarafından, kısa bir müzik dinletisi gerçekleştirdi.

Törenin açılış konuşmasını gerçekleştiren ÇAKÜ Rektörü Prof. Dr. Harun Çiftçi, yeni akademik yılın hayırlı olması dilekleriyle başladığı konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“2022-2023 Eğitim Öğretim Dönemi Akademik Açılışımızda sizlerle bir arada olmanın onurunu ve mutluluğunu yaşıyorum. Özverili bir çalışmadan sonra ÇAKÜ ailesine katılan yeni öğrencilerimize de aramıza hoş geldiniz diyorum. İstiklal yolunun Çankırı’dan geçmesi gibi,  İstikbalimiz olan siz gençlerin yolunun üniversitemizden geçmesinden büyük bir memnuniyet duyuyorum. Bütün öğrencilerimizin ve kıymetli hocalarımızın başarılı bir akademik yıl geçirmelerini, yeni akademik yılımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum. Tarihi, kültürü, coğrafyası, insanı ve samimiyetiyle muhteşem bir vatanda, uğrunda nice canlar verilmiş topraklar olan Türkiye’de; gururla, özgüvenle ve şükürle yaşıyoruz. Bu güzel ülkenin tüm değerlerini yaşayan, yaşatan ve yansıtan Çankırı, dikkatleri ve takdirleri cezbeden vatanın önemli parçalarından biridir. Çankırı, Hacı Muradı Veli başta olmak üzere, çok sayıda evliyanın, âlimin ve önemli şahsiyetin yaşadığı, geçtiği ve izlerini bıraktığı kadim bir diyardır. Çankırı aynı zamanda, Millî Mücadele döneminde sergilediği vatanseverlikle, tarihe adını altın harflerle yazdırmış bir yerdir. Lojistik açıdan en güvenilir bölge olması nedeniyle Çankırı, İstiklal Harbi’nde önemli bir görev üstlenmiş, bu üstlendiği görevi de halkının vatanseverliği sayesinde layıkıyla yerine getirmiştir. Ankara`ya; İnebolu-Kastamonu yoluyla yiyecek, giyecek, para, cephane ve silah nakli, çok zor şartlar ve imkânsızlıklar altında Çankırı üzerinden yapılmıştır. Mevlevi alaylarından Kurtuluş Savaşı’na kadar, şanlı geçmişine yaraşır nitelikte üstlendiği sorumluluk ve vazifenin şuurunda olan Çankırı Karatekin Üniversitesi ise köklü geleneğimizi güçlü bir geleceğe taşımayı şiar edinmiş bir üniversitedir. Cemil Meriç, her toplumun bir kitaba dayandığını söylemiştir. Meriç’in dediği gibi, her toplum nasıl bir kitaba dayanıyorsa, işte üniversiteler de benzer şekilde fikri bir temele dayanmaktadır. Üniversite olarak bizim kendimizi nispet ettiğimiz fikrin temelinde ise Anadolu’nun kültür, inanç ve medeniyet değerleri yer almaktadır. Kurulduğu günden bu yana ÇAKÜ’nün temel misyonu, bilgi ve bilimi insanın merkezine alan bir anlayışla üreterek insanlığın sorunlarına duyarlı bilge bir nesil yetiştirmek olmuştur.  Her medeniyet, kendi hamili olacak bir gençlik tasavvur eder. Bizim medeniyetimizi taşıyacak gençlik ise ‘İnsan-ı Kâmil’i temsil eden bir gençliktir. Bu nedenle de bizler; sadece bilgiyi değil, kimliğini de güçlendiren; bilime, mesleğe, topluma ve ülkeye değer katan gençler yetiştirmeyi istiyoruz. Dünyamız şu sıralar, çok ciddi insani krizlerle boğuşuyor. Savaşlardan göçe, fakirlikten açlığa, temiz su probleminden iklim krizine kadar küresel ölçekte büyük krizler yaşanıyor ve bu krizler yüz milyonlarca insanı etkiliyor. Dünyanın, içine düştüğü bu gayya çukurundan ise mevcut paradigmayla çıkamayacağı da açıktır. Bilgiyi bilgelikle, entelektüel birikimi de münevver aydın kimliği ile birleştiren yeni bir paradigma gerekiyor. İnsanlığa umut olacak bu paradigmanın ise bu toprakların tarihsel derinliğinde aranması gerektiğine, bunu da ancak kutsal emaneti omuzlamış, çalışmayı ibadet bilen, vatansever, milliyetperver ve bir dava şuuruna sahip idealist gençlerimizle başarılacağına inanıyorum.”

“Son 20 yılda yaşamış olduğumuz büyük zihniyet dönüşümü, başta üniversitelerimiz olmak üzere, toplumsal hayatın tamamında demokrasi ve özgürlük anlayışının kökleşmesine katkı sağlamıştır. Bugün ülkemizde gençlerimiz; ayırımcılığa uğramadan ve eşit şartlarda ücretsiz bir yükseköğretim imkânı buluyor; teknokentler, bilişim vadileri, inovasyon ve AR-GE merkezleri kuruluyor; yenilenebilir enerji kaynaklarından ve mavi vatandaki yeraltı kaynaklarımızdan yatırımlar yapılabiliyor; millî uzay programı ve insansız savaş uçağı ‘Kızılelma’ ile hayaller gurura dönüşüyor; İHA’lar, SİHA’lar ve millî savunma araçları, dışa bağımlı olmadan üretilebiliyorsa eğer; bu,  ülkenin ideolojik vesayetten kurtulup bilim, teknoloji ve hizmet üretme misyonuna dönmesinden, geçmişte enerji kaybına neden olan anti-demokratik uygulamaların tarihe gömülmesinden ötürüdür. Bu bağlamda da ÇAKÜ, ‘İstiklalden İstikbale’ söylemi ile insan odaklı ve yenilikçi bir üniversite olarak bu dönüşümün her daim bir taşıyıcısı olma hüviyetindedir. Toplam öğrenci sayımız bu gün itibariyle 20 bin olmuş, bugüne kadar mezun ettiğimiz öğrenci sayımız ise 30 bine yaklaşmıştır. İftiharla ifade edeceğimiz bazı nicel değerlerimiz bulunmakta olup bunlara örnek verecek olursak Üniversitemizde; 520 Bilimsel Araştırma Projesi, 41 TÜBİTAK Projesi ve 22 Erasmus Projesi devam etmektedir. Bunun yanında 51 farklı ülkeden 4 bine yakın uluslararası öğrencimiz bulunmaktadır. Üniversitemizin kurumsal olarak gelişmesi ve bunun sürdürülebilirliği açısından da son derece önem verdiğimiz bir diğer husus ise kalite çalışmalarıdır.  Bu kapsamda çalışmalarımızı olabildiğince profesyonel düzeyde yürütmeye de oldukça özen gösteriyoruz. Üniversite olarak erişilebilirlik çalışmaları, sıfır atık belgesi, yeşil kampüs ve akreditasyon süreçlerine de yoğun olarak enerji harcamaktayız. Bunların yanında; spor kompleksimiz sadece öğrencilerimize değil tüm Çankırı’ya hizmet vermekte, pek çok ulusal müsabakaya da ev sahipliği yapmaktadır. Bir yandan öğrencilerimizin fiziksel şartlarını iyileştirmek için gayret ederken bir yandan da onların özellikle staj, uygulamalı işyeri eğitimi, kariyer eğitimi, mezun çalışmaları, sportif ve sanatsal faaliyetleri gibi pek çok konuda adımlar atmaktayız. Üniversitemizde ayrıca; tiyatro, tarih, müzik, fotoğrafçılık, çevre, spor ve sosyal sorumluluk gibi farklı alanlarda aktif olarak faaliyet gösteren 43 öğrenci topluluğu da bulunmaktadır. 1242 yılında Anadolu’nun ilk darülhadisi olarak kurulan ve bir ilim merkezi, Üniversitemiz bünyesinde bugün İslam Araştırmalar Araştırma ve Uygulama Merkezi adı altında uluslararası bir akademik merkeze dönüşmüştür. Yine bu kompleks içerisinde bulunan ve Mevlevi alaylarının merkezi olan Çankırı Mevlevihanesi, 96 yıllık bir aradan sonra 2021 yılında aslına uygun olarak Üniversitemiz tarafından gerçekleştirilen ‘Mevlevi Ayini Şerifi’ ile tekrardan faaliyete geçirilmiştir.”

“Üniversite olarak akademide ekol olma hedef ve tahayyülümüz var.  Geleceğin Türkiye’si ve dünyasının ihtiyaçları, eğitimimizin içeriği ile birlikte strateji ve hedeflerimizi de belirleyip şekillendirmektedir. Yereli evrenselle buluşturmayı şiar ediniyor, uluslararasılaşma hedeflerimiz doğrultusunda, dünyaya açık bir üniversite olmanın gereğini yerine getiriyoruz. Bu gayede küresel eğitim iş birliklerimizi gün geçtikçe büyütüyor, Erasmus projelerinde bütçe bazında hibelendirilen birinci üniversite olmanın da haklı gururunu yaşıyoruz. Üniversitemizin 5 kıtada, 85 ülkeden, 210 üniversite ile 250 protokol anlaşması bulunmakta, Erasmus programı çerçevesinde ise 85 Avrupa üniversitesi ile öğrenim görme, staj ve öğretim üyesi hareketliliği anlaşmaları bulunmaktadır.”

“Üniversitelerin sanayi ve ekonomi ile bütünleşmesinde kritik bir konumda olduğunu biliyoruz. Çankırı’da sanayi ve teknoloji üretimlerine katkı sunmak, mezunlarımıza da istihdam alanı açmak için Üniversitemizin bünyesinde kurmuş olduğumuz Teknokent’imizi ise geleceğin mesleklerine açılan önemli bir kapı olarak görüyoruz. Üniversitemizde, teknolojik çalışmalara destek vermek, AR-GE kültürünü yaygınlaştırmak ve özel sektörün Üniversitemizdeki nitelikli akademik bilgiden ve entelektüel sermayeden yararlanmasını sağlamak ve genç girişimcileri destekleyerek sahaya daha güçlü sürmek amacıyla, üzerine ciddiyetle eğildiğimiz bir diğer yer olan Teknoloji Geliştirme Bölgemizde de çok önemli adımlar atmış bulunuyoruz. Ek olarak profesyonel çalışanlarıyla hizmet veren ‘Proje Destek Ofisi’mizde de, hem akademisyenlerimizin projelerinin fikri çıktılarını korumak hem de reel sektörün rekabet gücünü artırmak maksadıyla; patent, marka, faydalı model ve coğrafi işaret tescili gibi işlemlere destek vermekteyiz. Bir diğer önemli merkezimiz olan ‘Üniversite Sanayi İşbirliği Merkezi ise vatandaşlarımıza hizmet anlayışıyla, tüm sanayi sektörünü birebir ziyaret etmekte, akademik ve kurumsal destekleri anlatmakta ve ‘Merkezi Araştırma Laboratuvarı’mızın imkânlarını da bu amaç doğrultusunda talep edenlere sunmaktadır. Öte yandan vatandaşlarımız, sanayi sektörünün içinde bulunduğu teknik problemlerin çözümü için ‘Proje Destek Ofisi’mizle tanışma fırsatı bulmakta ve birlikte ulusal veya uluslararası projeler geliştirmektedirler.”

“Üniversitemizin fiziki altyapısını her geçen gün güçlendirmeye devam ediyoruz. Uluyazı Kampüsümüz ile şehrimiz arasında bir yürüme yolu açtık. Kampüs Camimizi tamamladık. Mühendislik Fakültesi binası, ortak derslik binası, açık spor kompleksi, çevre düzenleme ve peyzaj ise işlerimiz ise devam etmektedir. Sağlık Bilimleri Binası ile kongre ve kültür merkezi binalarını da yatırım programımıza alarak 2022 yılı içerisinde ihalelerini gerçekleştireceğiz.”

“Kıymetli gençler, Ilgaz Dağı’nın gölgesinde ve Emir Karatekin’in manevi himayesinde Anadolu’yu mayalayan inanç umdeleriyle birleşen ÇAKÜ’deki yolculuğunuzda sizlere rehberlik edecek çok değerli hocalarınız olacak. Sizden ricam ise hocalarınızın ilmînden ve tecrübesinden istifade etme gayretinizi daima en üst seviyede tutmanızdır. Biz eğitimciler; bir ülkünün, gayretin ve azmin taşıyıcısı olacak siz gençlere rehberlik etmek için buradayız. Sözlerime son verirken, sizlerden beklentimi Ahi Evran’ın dilliye ifade etmek istiyorum. ‘Hak ile sabır dileyip, bize gelen bizdendir. Akıl ve ahlak ile çalışıp bizi geçen bizdendir.’ Biz eğitimcilerin en büyük hayali, kendisini geride bırakan talebeler yetiştirmektir. Bu duygu ve temenniler ile 2022-2023 eğitim öğretim yılının tüm üniversitemiz için hayırlı olmasını diliyorum.”

Rektör Çiftçi’nin konuşmasının ardından kürsüye gelen AK Parti Grup Başkanvekili ve Çankırı Milletvekili Sayın Muhammet Emin Akbaşoğlu, özellikle yoğun yurt dışı mesaisi sonrası kendilerini kırmayıp ikinci defa Çankırı Karatekin Üniversitesi’ne gelen Mustafa Şentop’a teşekkür ederek başladığı konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“Sayın Meclis Başkanımıza, davetimize icabet etmelerinden dolayı; mahviyetin, tevazuunun, aynı zamanda da cesaret ile şecaatin istiklal ve istikbalin şehri olan, istiklal mücadelemizin kilit taşı Çankırı`da kendilerini ağırlamaktan dolayı memnuniyetimizi ifade ediyor ve kendilerine hepiniz adına hoş geldiniz, sefalar getirdiniz diyorum. Hakikaten Çankırı’mız, hem birinci İstiklal Mücadelesinde Mustafa Kemal Paşa`nın önderliğinde İnebolu, Kastamonu, Ilgaz, Çankırı, Ankara hattında; hem de ikinci istiklal mücadelemiz olarak nitelendirebileceğimiz 15 Temmuz uluslararası hain darbe ve işgal girişiminde üstlendiği karargah rolü ile önemli bir yerdir. 1242 tarihli Taş Mescit’in bir bakıma mücessem haliyle ortaya koyduğu gibi, bir kilit taşı mesafesinde olan bu şehrin mensupları olarak burada, 51 ülkeden adeta insanlığın dörtte birinin temsilcileri olarak Çankırı Karatekin Üniversitemizde, hem manen hem de madden kendilerini geliştirecek olan ve insanlığa inşallah en güzel hizmetleri de ortaya koymak şuurunu, birikimini, ufkunu, vizyonunu elde edecek olan gençlerimizin, her daim yanında olduğumuzu ifade etmek, bu manada da her türlü katkıyı olumlu yönde vermek hususunda, sizlerin hizmetinde ve emrinde olduğumuzu milletvekillerimiz adına ifade etmek isterim. Türkiye`nin öncülüğünde ve insanlığın da geleceği noktasında ifade edilen ‘Dünya beşten büyüktür!’ ve ‘Daha adil, merhametli bir dünya mümkündür!’ ufkunun, sizler tarafından da bayraklaştırılacağına olan inancımı ifade ediyor, üstün muvaffakiyetler dileğiyle hepinize selam, hürmet ve muhabbetlerimi arz ediyorum.”

Akbaşoğlu’nun akabinde konuşan Çankırı Valisi Sayın Abdullah Ayaz “Ülkemizin en büyük zenginliği sahip olduğu beşeri sermayedir. Bu beşeri sermayenin geleceğe hazırlanması, bizlerin ve başka makam sahiplerinin veya ülkemiz için gayret gösterenlerin yerini alacak gençlerimizin geleceğe hazırlanması noktasında en önemli fonksiyon eda eden yerlerden birisi de üniversitelerimizdir. Sayın Rektörümüz, yönetici kadrosu ve hocalarımız ile beraber öğrencilerimizi geleceğe hazırlamak için elinden gelen gayreti göstermektedir. Yeni gelen öğrencilerimize hoş geldiniz diyor, öğrencilerimizi bu günlere getiren çok kıymetli hocalarımızın da emeklerine sağlık diyorum. Ayrıca, yoğun gündemi içerisinde bugün burada bizleri yalnız bırakmayan Saygıdeğer Meclis Başkanımıza da huzurlarınızda tekrardan teşekkür ediyor, sizleri saygıyla selamlıyorum. ” şeklinde konuştu.

Vali Ayaz’ın ardından kürsüye gelerek yükseköğretim ve gündeme dair önemli açıklamalarda bulunan TBMM Başkanı Sayın Prof. Dr. Mustafa Şentop; günümüzde üniversitelerin, hem fiziki mekânları hem de akademisyenlerin çalışmalarına destek verilmesi açısından çok iyi durumda olduklarını ifade etti.

Konuşmasında, Çankırı Karatekin Üniversitesi’nin 15 yıl önce kurulan genç üniversiteler arasında yer aldığını belirten Şentop, iki defa üst üste geldiği tek üniversitenin de sadece Çankırı Karatekin Üniversitesi olduğunun altını çizdi. Şentop, üniversitelerden büyük beklenti içinde olduklarını da belirterek "Bugün itibarıyla, Türkiye`de akademik çalışmalarda, ilim üretiminde başarılı olmamamız için uluslararası alanda herhangi bir sebep yok. Bizim tarihimiz şunu gösteriyor ki ilim alanında en önemli medeniyet ve kültür bizim topraklarımızdadır." dedi.

Üniversitelerin yakın zaman önce; toplumdan, siyasetten ve devletten uzak; kendi içinde kapalı gündemlerle çalışan kurumlar olduğunu dile getiren Mustafa Şentop; yakın süreçte, üniversiteler ile ilgili önemli gündemlerden birinin de başörtülü öğrencilerin üniversitelere alınmaması hususu olduğunu hatırlatarak "Başörtü meselesi tartışmaları yeniden gündeme geldi. Burada başörtüsü meselesini sadece bir kız öğrencimizin başını örtmesi, üniversitede derse girmesi olarak değerlendirmemek lazım. Başörtüsü meselesi, Türkiye`de 1968-1969`dan beri bir sembolik mesele olarak tartışılmaktadır. Esasen bunu görmek lazım. Nasıl bir sembolik mesele? Başörtüsü dini hayatın görünür bir simgesi, sembolüdür. Burada başörtüsüne karşı olmak, esasen başörtüsüne karşı olmak değildir. Bu dini hayatın toplumsal hayatta görünürlüğüne karşı olmaktır." dedi.

Bugün aslında başörtüsüyle ilgili herhangi bir sorunun da olmadığını vurgulayan Şentop:

"Bununla ilgili herhangi bir hukuki düzenleme olmaksızın ortadan kalktı. Çünkü bu konuda, geniş ve geri dönülmez toplumsal bir mutabakat oluştu. Bu çok sevindirici bir gelişmedir. Daha önce bu konuda çok sert, hatta hakaretamiz ifadeler kullanan bazı kişiler ve siyasetçilerin de bu serbestliği doğal karşılayan, normal karşılayan bir noktaya gelmiş olması bence çok önemli. Bu tartışmayı sadece başörtüsü tartışması anlamında, bir kız öğrencinin başörtüsü bağlamında ele almamak lazım. Bu devletin, siyaset elitlerinin, bürokratik elitlerin milletin değerleriyle barışma meselesidir. Bunu böyle görmek lazım."

Başörtüsü sorununun, toplumsal mutabakatla çözülmüş olmasının çok önemli olduğunun altını çizen Şentop, konuşmasının devamında konu ile ilgili şunları söyledi:

"Bu sorunu, bir kanunla çözmek mümkündü ama daha sonraki dönemlerde bu şekilde bir toplumsal mutabakatla çözülmüş olması da önemli. Şunu görmemiz lazım; kız çocuklarının, kadınların başörtü takması veya başörtüyü takmaması, Anayasadan veya kanundan kaynaklanan bir hak değildir. Bu gayet doğal bir haktır. Anayasa ötesi bir haktır. Bugün, yeni tartışmalar münasebetiyle bunu yeniden Türkiye`nin gündemine getirdiler. Gerek var mıydı? Yoktu bana göre. Ama madem böyle bir tartışma varsa, o zaman bunu bir kanun bağlamında ele almak yanlıştır. Çünkü kanunda bir düzenleme yaptığınız zaman böyle bir özgürlüğü kanundan kaynaklanan bir özgürlüğe bağlamış, dönüştürmüş oluyorsunuz. Dolayısıyla bugün kanun yapma çoğunluğuna sahip olan bir grup serbestlik yönünde bir kanun yaparken, siz meseleyi bir kanundan kaynaklanan hakka dönüştürdüğünüz için bir başkaları da gelir bu sefer o kanunu kaldırmak suretiyle bunun yasaklanabileceğini de düşünebilir. Aslında Anayasa ile yapmak, biraz önce de ifade ettiğim gibi bunun anayasa ötesi bir hak olduğunun bilinci içinde olursa, ancak bir kıymet ifade eder. Dolayısıyla Türkiye, bu yönde bir çalışma, tartışma noktasına geldi. Bunu bir başarı olarak görüyorum. Esasen Türkiye`nin temel meselesi de budur. Devlet-millet bütünleşmesidir."

Konuşmasında, dünyadaki gelişmelere de dikkati çeken Şentop "Türkiye bugün iyi bir noktadadır. Geçen hafta Malezya ve Endonezya`daydım. Endonezya`da G20 ülkelerinin parlamento başkanları toplantısı vardı. Orada Türkiye`nin rolü, etkisiyle ilgili çok güzel şeyler duyduk, dinledik. Bilhassa Rusya-Ukrayna Savaşı anlamında savaşın sona erdirilmesine yönelik Türkiye`nin teşebbüsleri, tahıl koridoru açılması, iki ülkenin önem vermiş olduğu esir mübadelesiyle ilgili konularda, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye`nin almış olduğu inisiyatifler için istisnanız bütün ülkeler, hem takdirlerini hem de teşekkürlerini ifade ettiler." dedi.

Dünyanın içinde bulunduğu sıkıntılı bir dönemde, Türkiye`nin güçlü, kararlı ve hareket kabiliyeti kolay olan bir imkâna kavuşmasının oldukça önemli olduğunu ifade eden Şentop "Hükümet sistemi değişikliği bunu sağladı. Şu anda özellikle İtalya`da mesela temel tartışmalardan biri de budur. Hükümet sistemi değişikliği, başkanlık sistemi talepleri var. Çünkü bilhassa koalisyonlarla hükümet kuramama, kurulan hükümetleri devam ettirememe sıkıntısıyla karşı karşıya olan ülkelerin başında İtalya geliyor." diye konuştu.

Eğer başkanlık sistemine geçilmeseydi, Türkiye`de bugün, birçok siyasi görüşten kişinin kucaklayıcı bir tavırla toplumun bütününe hitap eden yaklaşımlar ve üsluplar benimsemesini beklemenin de yanlış olacağını dile getirdi.

Tören, ÇAKÜ Rektörü Prof. Dr. Harun Çiftçi’nin TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop’a günün anlam ve önemine binaen plaket takdim etmesiyle son buldu.

Tören sonrası yapımı tamamlanarak ibadete açılan Uluyazı Kampüsü içerisindeki Üniversite Camisini ziyaret eden Başkan Şentop, buradan Hukuk Fakültesi Konferans Salonuna geçerek üniversite öğrencileri ile bir araya geldi. Şentop burada, moderatörlüğünü ÇAKÜ İletişim Koordinatörü Dr. Öğretim Üyesi Salih Sarıcaoğlu’nun yaptığı söyleşide öğrencilerin merak ettiği soruları yanıtladı.