KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ÇAKÜ`ye Konuk Oldu

Çankırı Karatekin Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı tarafından düzenlenen ve moderatörlüğünü Dr. Çağlar Ezikoğlu’nun yapmış olduğu ‘Kıbrıs Sorununun Dünü Bugünü ve Yarını’ başlıklı programda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar ÇAKÜ’lü öğrencilerle ve akademisyenlerle buluştu.        

Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Harun Çiftçi, katılımları nedeniyle Sayın Cumhurbaşkanı’na teşekkür ederken KKTC’nin hem Türkiye hem de bölge açısından önemini vurgulayan ifadelerde bulundu. Çiftçi konuşmasında" Yavru Vatan Kıbrıs’ta Kıbrıs Türklerinin varlığı ve güvenliği Türkiye Cumhuriyeti Devletinin en temel önceliklerinden biridir. Bu bağlamda da Türkiye, KKTC için adada hakların eşit biçimde korunacağı tüm çözümleri destekler bir yaklaşım sergilemiştir. Nitekim 24 Nisan 2004 tarihinde adada kalıcı barışın tesisi için önemli bir adım olan Annan Planı’nı Türkiye de desteklemiş, gerçekleşen referandumda KKTC tarafında olumlu sonuç çıkarken Rum kesimi referandumlarda olumsuz bir tavır takınarak Annan Planı’nı reddetmiştir. Plan süreci henüz netleşmeden Rum kesiminin adayı temsilen Avrupa Birliği üyesi haline getirilmesi de şüphesiz adadaki çözümsüzlüğü körüklemiştir.

Diğer taraftan 2000’li yılların başında Doğu Akdeniz’de hidrokarbon kaynaklarının keşfedilmesiyle Kıbrıs adasının jeopolitik ve jeostratejik önemi sadece bölge ülkeleri için değil uluslararası alanda da derinlik kazanmış, adeta Doğu Akdeniz paylaşılamayan bir bölge haline gelmiştir. Doğu Akdeniz’deki hareketliliği yakından takip eden Türkiye son yıllarda sahada daha aktif bir rol üstlenmeyi seçmiştir. Türkiye,Türk yurdunu korumak, toprak parçasından önce Mavi Vatan’ı korumakla sağlanacağını deklare etmiştir. Doğu Akdeniz’deki deniz alanlarının nasıl paylaşılacağı noktasında çözüm yeri olarak Birleşmiş Milletler karşımıza çıkmaktadır. Taraf devletlerin uluslararası hukuka saygı göstererek iyi niyetli bir şekilde çözüme odaklanmaları gerekmektedir. BM’nin ülkeler arasındaki sorunların çözümünde aktif bir şekilde katılması her devlet için adaleti sağlayacaktır. Bununla birlikte tekrar etmek gerekir ki, KKTC’nin uluslararası alanda varlığının ve tüm haklarının tanınması Türkiye’nin öncelikleri arasındadır. Nihayetietinde anavatan yavruvatansız, yavruvatan anavatansız düşünülemez" ifadelerini kullandı.

Rektör Çiftçi’den sonra sözü alan Dr. Çağlar Ezikoğlu ise, Sayın Cumhurbaşkanı’na ve başta Rektör Çiftçi olmak üzere bütün katılımcılara iştirakleri için teşekkür etti,

Ezikoğlu bu etkinliğin özellikle Kıbrıs meselesi üzerine gerçekleştirilecek akademik çalışmaların niteliksel ve niceliksel olarak artmasına ve ÇAKÜ’lü öğrenciler için bu konu üzerinde bir farkındalık oluşmasına yardımcı olacağını ifade etti.

Daha sonra Ezikoğlu ve öğrencileri tarafından hazırlanan sorularla başlayan söyleşide KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs sorununa dair önemli tespitlerde bulundu.

 Tatar, konuşmasının ilk kısmında özellikle tarihsel süreçte Türkiye ile Kıbrıs’ın kuvvetli bağlarını açıklarken aynı zamanda Kıbrıs Türklerinin maruz bırakıldıkları katliamlara ve haksızlıklara değindi.

 Bu sorunların çözümünde Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğinin önemini vurgulayan Tatar, özellikle Kıbrıs sorunun çözümünde iki devletli çözüm anlayışının en gerçekçi ve doğru yöntem olacağını dinleyicilere aktardı.

 Kıbrıs Türklerine yönelik tecrit ve tanınma sorununa dair sorulan soruda ise Tatar özellikle bu tecrit sebebiyle zorluklar yaşanmasına rağmen, Türkiye Cumhuriyeti’nden gelen desteğin bu sorunların çözümünde rol oynadığından bahsederek, özellikle tanınma sorununda Avrupa Birliği ve diğer uluslararası örgütlerin politikalarını eleştirdi.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kendisini Antalya’dan Hatay’dan farklı görmediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, “ Çünkü biz aynı ideolojiye aynı kültüre sahip bir milletiz. Sayın Harun Çiftçi hocamızın da vurguladığı gibi son zamanlarda Doğu Akdenizde yaşanan gelişmelere baktığımızda her türlü jeostratejik, jeopolitik ve ege adalarından başlayan mücadele, rumların buraya kadar yayılma iddiaları Anadolu’nun kendi güvenliğini yakından ilgilendiren bir durumdur. Bu güvenlik sorunu için Türkiye ile aramızda sadece mavi vatan dediğimiz denizlerimiz değil  hava savunması ve kültürel bağlarımızın yaşatılması için gelişmiş ekonomik, siyasiyi bağlarımız vardır.  Bunların devamının sağlanabilmesi için bizim tüm gayretimiz Türkiye gibi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin de güçlenebilmesidir.  Bugün geldiğimiz noktada yapmış olduğumuz bu etkinlik teknolojiyi doğru kullanma biçimidir. Bugün yaptığımız bu görüşme  aramızdaki kültürel ve ideolojik bağların gelecek nesillere aktarılması ve KKTC’nin geçmişte yaşadığı sıkıntıları ve bugün verdiği mücadelenin geçmişten geleceğe tarihi bir not olarak tüm gönül coğrafyamıza duyurulmasını da sağlaması açısından son derece önemlidir. Batı dünyasının biz ve Türkiye’ye bakış açısı belli. KKTC’de İzmir’de Türkler katledilirken ne yazık ki tüm batı dünyası seyretti. Biz öyle bir şey yapmadık, bizim yaptığımız sadece vatan savunmasıydı. Hal böyleyken bizim Türk-İslam coğrafyası olarak gönül, ırk ve din birlikteliğimize daha çok ihtiyacımız var. Teknolojinin nimeti olarak bugün bir araya gelmemizde bu gönül ve güç birliğinin daha da güçlenmesi için tabiki çok önemli. Bizim için Türkiye’nin garantörlüğü vazgeçilmez bir olgudur. AB’nin ve Batı dünyasının yapılacak anlaşma ile Türkiye’nin KKTC’de ki varlığını sona erdirme  çabaları beyhudedir. Biz bu çabanın amacının da sonuçlarının ne olacağınıda biliyoruz.  Türkiye bizim için anavatandır ve öyle kalacaktır. Nesiller geçsede bu değişmeyecektir.” dedi.

 Konuşmasının son bölümünde ise Tatar, bu etkinliğe katılan başta genç öğrencilerimiz olmak üzere tüm katılımcılara hem Kıbrıs sorununa karşı farkındalık göstermelerini hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ziyaret ederek Kıbrıs ile olan bağlarını kopartmamalarını tavsiye etti.